Yanlış Batılılaşmanın Hazin Sonu: Yaprak Dökümü
Reşat Nuri Güntekin Yaprak Dökümü Romanı Özeti
Yanlış batılılaşma, modernleşme adı altında değerlerin getirilmesi, eski toprak ile yeni toprak arasındaki çatışma… Yaprak Dökümü, Türk toplumunun sosyal değişim ile yitirilen değerlerin Ali Rıza Bey adlı karakter üzerinden yansıtılmasıdır. Özetleme anlatım teknikleri ile yazılan bu roman, Reşat Nuri Güntekin tarafından kaleme alınmıştır. Gösterme, anlatma, iç konuşma ve diyaloga dayanan bu romanda kullanılan dil okuyucuyu sürükleyici bir serüvene davet ediyor.
Büyükşehir’e Gelirken Kurulan Büyük Hayaller
Trabzon’dan ayrılarak İstanbul’a gelen Ali Rıza Bey ve ailesi, çekirdek ve mutlu bir aileydi. Ali Rıza Bey, İstanbul’a geldikten sonra bir şirkette çalışmaya başlamış ancak bu şirkette ahlak anlayışına aykırı durumlarla karşılaştığı için şirketinden ayrılmıştı. Şirketinden ayrıldıktan sonra işsiz kalan Ali Rıza Bey, aile geçimini sağlayamaz olmuştu. Bu nedenle ailenin geçimini oğul Şevket yüklenmişti.
Çalıştığı kurumda tanıştığı Ferhunde ile evlenen Şevket, Ferhunde’nin ailesiyle birlikte yaşamasını sağlamıştı. Yanlış batılılaşmanın kurbanı olan Ferhunde, ailenin yaşam tarzını yavaş ve kökten bir şekilde değiştiriyordu.
Bir Kişi Bir Ailenin Kaderini Belirliyor
Ailenin en büyük kızı olan Fikret, Ferhunde’nin ailenin yaşam tarzını değiştirmesine tepki gösteriyordu. Bu tepkisini evlenerek Adapazarı’na yerleşmesiyle somutlaştırmıştı. Yanlış batılılaşma ve toplumsal değerlerin getirilmesi ile sürüklenen ailenin diğer kızları, fuzuli harcamalar yapıyordu. Bu durum, ailenin tüm yükünü yüklenen Şevket’in çalıştığı bankadan kasasından gizlice para almasına sebep olmuştu. Hırsızlık yaptığı anlaşılan Şevket’in hapse düşmesi ise kaçınılmaz olmuştu.
Bu olay üzerine Ferhunde evi terk etmiş ve aile yine baş başa kalmıştı. Çok geçmeden ailenin en büyük ikinci kızı olan Necla, kardeşi olan Leyla’nın nişanlısı ile evlenerek Suriye’ye kaçmıştı. Bu olay üzerine Leyla, bir süre boyunca psikolojik rahatsızlıklar yaşamış, akabinde ise zengin bir avukat ile nikahsız bir şekilde yaşamaya başlamıştı. Bu olay, Ali Rıza Bey’in ahlaki değerlerine karşıydı. Kızı Leyla’yı evinden kovan Ali Rıza Bey, çok geçmeden felç geçirmişti. Bu olay sonrasında Ali Rıza Bey, evden kovmuş olduğu kızı Leyla’nın yanında yaşamaya başlamıştı.
Kızının biri Suriye’de, oğlu ise hapiste olan Ali Rıza Bey, Türk toplumunun batılılaşma sürecinde yaptığı yanlışların en büyük kurbanı ve şahidi olmuştu. Roman burada bitmişti belki ama Ferhunde’ler, Necla’lar ve Leyla’lar hala aramızda yaşamaya devam ediyor.