Nazım Hikmet Ceviz Ağacı Şiiri Hikayesi

  • Ana Sayfa
  • Nazım Hikmet Ceviz Ağacı Şiiri Hikayesi
Nazım Hikmet Ceviz Ağacı Şiiri Hikayesi

Nazım Hikmet Ceviz Ağacı Şiiri Hikayesi

Ben Bir Ceviz Ağacıyım Gülhane Parkında…

Ceviz Ağacı şiirini hemen hemen herkes bilir ancak öyküsünü bilen kimseler pek azdır. Nazım Hikmet’e ait olan meşhur şiir Ceviz Ağacı, şairin Gülhane parkında polisten saklanarak yazdığı bir şiir olarak bilinir. Türk edebiyatının en önemli şairlerinden biri olan Nazım Hikmet, edebi hayatına sığdırdığı birçok şiir ile edebiyat aşıklarının gönlünde taht kurdu. Cem Karaca tarafından seslendirilen Ceviz Ağacı şiiri, Nazım Hikmet’e aittir. Rivayete göre Nazım Hikmet’in polisten kaçarak Gülhane parkında yazmış olduğu Ceviz Ağacı şiirinin aslı farklı olduğu biliniyor.

Ceviz Ağacı Şiiri Gülhane Parkı’nda Yazılmadı

Ceviz Ağacı şiiri, 1 Temmuz 1957 yılında Bulgaristan’da, Nazım Hikmet tarafından kaleme alındı. Şiirde memleket özlemi ve hasretini konu alan Nazım Hikmet, hasretini kendisini Gülhane Parkı’ndaki bir ceviz ağacına benzeterek somutlaştırmıştır. Bu nedenle Nazım Hikmet’in sevgilisini beklerken o esnada polisin geldiği ve şairin polisten kaçmak için bir ağaca çıktığı rivâyeti yanlıştır. Ağaç üzerinde yazılan bu şiir efsanesi gerçeklikten uzaktır.

Ceviz Ağacı Şiirinin Bilinen Hikayesi

Her ne kadar gerçek farklı olsa da geniş bir kitle tarafından bilinen hikaye ise Nazım Hikmet’in sevgilisi Piraye ile buluşmak için Gülhane Parkı’nda sözleşmesinden doğar. Polis tarafından aranan ve kaçak olan Nazım Hikmet, Piraye’ye karşı duyduğu hasretten dolayı onunla buluşmak ister. Bir arkadaşı vasıtasıyla Piraye’ye haber gönderir. Nazım Hikmet’in güvenerek Piraye’ye haber gönderdiği arkadaşı aslında polise giderek Nazım’ın Gülhane Parkı’nda, en ulu ceviz ağacının altında sevgilisi Piraye ile buluşacağını söyler. Gülhane Parkı’na giden Nazım, her yerde polisi görünce meşhur ceviz ağacına tırmanır. Ağacın tepesinde polisin gitmesini bekleyen Nazım, birden aşağıda sevgilisi Piraye’yi görür. Piraye, Nazım’ın yanına gelmesini bekler. Nazım ağacın tepesinde, Piraye ağacın altında, polisler ise bir köşede Nazım’ı beklemektedir. Nazım ne sesini duyabilir ne de kendisini gösterebilir. Çaresiz bir şekilde ağacın üzerinde bekleyen Nazım Hikmet, şu dizeleri kaleme alır:

Ceviz Ağacı Şiiri

“Başım köpük köpük bulut
İçim dışım deniz
Ben bir ceviz ağacıyım
Gülhane Parkı’nda
Budak budak
Şerham şerham ihtiyar bir ceviz
Ne sen bunun farkındasın
Ne polis farkında
Ben bir ceviz ağacıyım
Gülhane Parkı’nda
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril
Koparıver gözlerinin gülüm yaşını sil
Yapraklarım ellerimdir
Tam yüz bin elim var
Yüz bin elle dokunurum sana İstanbul’a
Yapraklarım gözlerimdir
Şaşarak bakarım
Yüz bin gözle seyrederim seni İstanbul’u
Yüz bin yürek gibi
Çarpar çarpar yapraklarım.
Ben bir ceviz ağacıyım
Gülhane Parkı’nda
Ne sen bunun farkındasın
Ne polis farkında”

Memleket Aşkı Bir Ağaçta Yaşar

Bilinen bu hikaye her ne kadar daha ilgi çekici gelse de şiirin yazılış tarihi, Nazım’ın Bulgaristan’da olduğunu gösterir. Edebi eserleri ile Türk edebiyat tarihine damga vuran Nazım Hikmet için bu tip rivayetlerin oluşturulması doğaldır. Memleket aşkını bir ağaç üzerinden tasvir eden Nazım, günümüze kadar gelen rivayetlerin de konusu olmuştur. Asıl adı Nâzım Hikmet Ran olan Hikmet, romantik komünist olarak da bilinir. 15 Ocak 1902 yılında hayata gözlerini açan Hikmet, romantik bir devrimci olarak tanımlanır. Yaşamının büyük bir bölümünü sürgünde veya hapiste geçiren Nazım Hikmet, siyasi düşüncelerinden dolayı birçok kez tutuklanmıştır. Bu nedenle yaşamının bir bölümünü yurt dışında geçirmiştir. UNESCO, 2002 yılını Nazım Hikmet yılı olarak ilan etmiştir. 1925 yılından 1932 yılına toplamda 11 farklı davası görülen Nazım Hikmet, 3 Haziran 1963 yılında kalp krizinden dolayı hayata gözlerini yumuştur.

Paylaş:

Yorum yap

E mail adresiniz yayınlanmayacaktır. *

İlginizi Çekebilir...
Kahve çekirdeklerinin öğütülmesi ile oluşturulan filtre kahve, oluşturulan ince tanecikli…
loader