İsmet Özel Münacaat Şiiri

İsmet Özel Münacaat Şiiri

İsmet Özel Münacaat Şiiri

Münacaat Şiiri

Bu yaşa erdirdin beni, gençtim almadın canımı
ölmedim genç olarak, ölmedim beni leylak
büklümlerinin içten ve dışardan
sarmaladığı günlerde
bir zamandı
heves ettim gölgemi enginde yatan
o berrak sayfada gezindirsem diye
ölmedim, bir gençlik ölümü saklı kaldı bende.
Vakti vardıysa aşkın, onu beklemeliydi
genç olmak yetmiyordu fayrap sevişmek için
halbuki aşk, başka ne olsundu hayatın mazereti
demedim dilimin ucuna gelen her ne ise
vay ki gençtim
ölümle paslanmış buldum sesimi.

Hata yapmak
fırsatını Adem’e veren sendin
bilmedim onun talihinden ne kadar düştü bana
gençtim ben ve neden hata payı yok diyordum hayatımda
gergin bedenim toprağa binlerce fışkını saplar idi
haykırınca çeviklik katardım gökyüzüne
bir düşü düşlere dalmaksızın kavrayarak
bulutu kapsayarak açmadan buluta içtekini
tanıdım Ademoğlu kimin nesiymiş
ter döküp soru sormak nereye sürüklermiş kişiyi.

Çeşme var, kurnası murdar
yazgım
kendi avcumda seyretmek kırgın aksimi.

Gençtim ya, ne farkeder deyip geçerdim
nehrin uğultusu da olur, dalların hışırtısı da
gözyaşı, çiğ tanesi, gizli dert veya verem
ne fark eder demişim
bilmeden farkı istemişim.
Vay beni leylak kokusundan çoban çevgenine
arastadan ırmaklara çarkettiren dargınlık!
Yola madem
çöllerdeki satrabı yalvartmak için çıkmıştım
hava bozar, yüzüm eğik giderdim yine
yaza doğru en kuduzuyla sürüngenlerin sabahlar
yola devam ederdim.

Gençtim işte şehrin o yatık raksından incinen yine bendim
gelip bana çatardı o ruh tutuşturucu yalgın
onunla ben
hep sevişecek gibi baktık birbirimize.
bir kez öpüşebilseydik dünyayı solduracaktık.

Oysa bu sürgün yeri,bu pıtraklı diyar
ne kadar korkulu yankı bulagelmiş gizlerimizde
hani yok burda yanlışı yoklayacak hiç aralık
bütün vadilere indik bir kez öpüşmek için
kalmadı hiç bir tepe çıkılmadık
eriyeydik nesteren köklerine sindiğimizce
alıcı kuş pençesiyle uçarak arınaydık
ah, bir olaydı diyorduk vakar da yoksanaydı
doğruydu böyle kan telef olmasın diye çabalamamız
ama kendi çeperlerimizi böyle kana buladık
gönendi dünya bundan istifade
dünya bayındırladı:
Bir yakış, bir yanış tasarımı beride
öte yakada bir benî adem
her gün küsülü kaldık.

Bunca yıl bu gücenik macera beni tutuklu kılan
artık bu yaşa erdirdin beni,anladım
gençken almadın canımı, bilmedim
demek gökten ağsa bile tohum yürekten düşecekmiş
çünkü hataya bağışık büyük hatadan beri nezaret yer
çiğ tanesi sanmak ne cüret, gözyaşıymış
insanın insana raptolduğu cevher.

Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
taşınacak suyu göster, kırılacak odunu
kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde?
İsmet Özel

Münacaat Şiiri İncelemesi

Bu şiir, İsmet Özel’in klasik tarzını kullanarak derin anlamlar ve imgelerle dolu bir içsel monolog sunuyor. Şair, yaşamın anlamını, gençlik ve hata kavramlarını, aşkı ve insanın kendi doğasını sorguluyor. İşte bazı ana temalar ve imgeler:

Gençlik ve Ölüm: Şair, gençliğinin yaşam ve ölüm arasında sıkışıp kaldığını ifade ediyor. Gençlik döneminde ölümün hissedilmediğini, ancak yaş aldıkça bu gerçeğin daha belirgin hale geldiğini anlatıyor.

Aşk ve Hayatın Mazereti: Aşk, şairin hayatının mazereti olarak sunuluyor. Ancak, gençlik döneminde bu mazeretin tam olarak kavranamadığı ve hata yapma özgürlüğü ile karşılaşıldığı belirtiliyor.

Hata ve Doğru Arayışı: Şiirde, insanın hata yapma özgürlüğü ve doğruyu bulma çabası üzerinde duruluyor. Hataların sonuçlarıyla yüzleşme ve yaşamın gerçeklerini anlama süreci anlatılıyor.

Doğa ve İnsanın Yeriyse: Doğa imgeleri, insanın içsel durumuyla ilişkilendirilerek kullanılıyor. Doğanın dengesi, insanın kendi dengesiyle paralellik gösteriyor gibi görünüyor.

Tanrıya Yönelik Dua: Şiirin son bölümlerinde, şairin Tanrı’ya yönelik dua ve sorgulamaları yer alıyor. İnsanın yaşam amacını ve Tanrı’nın iradesini anlamaya çalışması vurgulanıyor.

İsmet Özel’in “Münacaat” şiiri, derinlikli ve çağrışımlarla dolu bir yapıya sahip. Doğa, aşk, gençlik ve insanın iç dünyası gibi temaları ustaca işleyerek okuyucuyu düşünmeye ve içsel bir yolculuğa çıkarmayı başarıyor.

Paylaş:

Yorum yap

E mail adresiniz yayınlanmayacaktır. *

İlginizi Çekebilir...
Mavi Gözlü Dev Şiiri O mavi gözlü bir devdi. Minnacık…
loader