İnsanı Hüzünlere Sürükleyen Sessiz Gemi Şiiri Hikayesi

  • Ana Sayfa
  • İnsanı Hüzünlere Sürükleyen Sessiz Gemi Şiiri Hikayesi
İnsanı Hüzünlere Sürükleyen Sessiz Gemi Şiiri Hikayesi

İnsanı Hüzünlere Sürükleyen Sessiz Gemi Şiiri Hikayesi

Sessiz Gemi Şiiri

Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.
Yahya Kemal

Sessiz Gemi Şiiri Hikayesi

Yahya Kemal Beyatlı’nın unutulmaz şiiri Sessiz Gemi, insanın hüzne sürüklendiren yapısı ile kalplere dokunuyor. Sanatçı Yaşar’ın seslendirmesi ile şarkı olarak da dinlediğimiz bu şiir, içten içe hissedilen bir aşk ile yazılmıştır.

Eskinin aşkları bir başkaymış. Daha cesur, daha şiddetli ve daha duygulu olarak yaşanan aşklar şiirlere, şarkılara konu olmuş. Sessiz geminin hikayesi de bu aşkların sonuçlarından bir tanesidir. Tüm şehrin güzelliğinden bahsettiği Celile Hanım, İstanbul sosyetesine mensup olan kadınlardan bir tanesidir. Osmanlı’nın ünlü vadilerinden biri olan Hikmet Bey ile 1900 yılında, İstanbul’da evlenen Celile Hanım, evliliğinin 16. yılından itibaren çeşitli sorunlar yaşamaya başladı. Evliliklerinin meyvesi Nazım, o dönemlerde Bahriye’de okuyan genç bir çocuktur. Heybeli’de okuyan Nazım, Yahya Kemal’den şiir dersleri alıyordu. Hafta sonu ailesinin yanına gelen Nazım, aynı zamanda Yahya Kemal’in öğrencisi olan Necip Fazıl ile aynı öğrencilik grubunun içerisindeydi.

Celile Hanım ile Yahya Kemal’in Aşkı

Yahya Kemal, Nazım’a ders vermek için evlerine gelip gidiyordu. Bu süreç içerisinde Celile Hanım ile Yahya Kemal tanıştı. Bu tanışıklık daha sonra yerini uzun sohbetlere bıraktı. Edebiyat ve sanat hakkında Yahya Kemal ile sohbet eden Celile Hanım, bir süre sonra aralarındaki yakınlığı aşka dönüşmesi ile bu süreç farklı bir boyut kazandı. Yahya Kemal’e duyduğu aşktan da destek alarak eşinden boşanan Celile Hanım, o dönemden sonra Yahya Kemal ile yakınlaşmaya devam etti. Ancak bu yakınlık, Nazım’ın öğrenim gördüğü Bahriye Mektebinde de duyuldu. Dedikoduların artması ile birlikte Yahya Kemal bir süre okula gitmedi. İleride ünlü şairlerden biri olan Necip Fazıl, Yahya Kemal ile şu sözlerle dalga geçmişti.

“Hocam kibrit suyu içerek intihara kalkıştığınızı duyduk. Sınıfın bu durumdan duyduğu derin üzüntüye size söylemek isterim.”

Necip Fazıl’ın bu alaycı tavrı, kodes olarak adlandırılan tahta dolap cezası ile sonuçlandı. Bu aşktan haberi olan Nazım, bu birlikteliğe şiddetle karşı çıktı. Hatta Yahya Kemal’in paltosunun cebine,

“Hocam olarak girdiğiniz bu eve babam olarak giremez giremezsiniz.”

yazılı bir not bıraktı. Bu süreçten sonra da herkes Celile Hanım ile Yahya Kemal’in evlenmesini beklerken Yahya Kemal, evlilikten yana olmadı. Celile Hanım’ı seviyor, kıskanıyor ancak evlenmeye yanaşmıyordu.

Celile Hanım ile Nazım Hikmet’in Yıllar Sonra Karşılaşması

Zaman ilerliyor ve Nazım Hikmet büyüyordu. Sosyalist bir insan olan Nazım Hikmet, düşüncelerinden dolayı hapse gönderilmişti. Bunun üzerine annesi Celile, Galata köprüsünde açlık grevi başlatmıştı. O zamanlar gözleri görmeyen Celile Hanım, Yahya Kemal ile karşılaşsa da gözleri görmeyen Celile Hanım’ın yanına gelmeyen Yahya Kemal bu birlikteliği somutlaştırmışdır. Mutlu sonla bitmeyen bu aşk, Yahya Kemal’in ölümünden sonra notlarının içerisinde bulunan iki yapraklı bir zarf içerisinde saklıdır. Bu zarfın içerisinde şu satırlar yer alıyordu:

“Bu zarfın içindeki hatıra 19 Ağustos 1930’da Sirkeci garında gece saat 10:00’da veda ettiğim aziz bir kadının göğsündeki çiçektendir. Koparıp verdiği bu ili yaprağı daima muhafaza edeceğim.”

Yahya Kemal ile evlilik yoluna giremeyeceğini düşünen Celile Hanım, umudunu kesti için zamanında Paris’e gitmiştir. Sirkeci garında Yahya Kemal ile vedalaşan Celile Hanım, kendisine notta belirtilen çiçeği vermiştir. Celile Hanım vapurla adadan ayrılırken, Yahya Kemal de İstanbul’daki evine dönüyordu. O anlarda kaleme aldığı Sessiz Gemi şiiri de böyle ortaya çıkar. İşte Sessiz Gemi şiirinin tamamı:

Paylaş:

Yorum yap

E mail adresiniz yayınlanmayacaktır. *

İlginizi Çekebilir...
Gece Şairi Ahmet Haşim Ülkemizin en önemli şairlerinden bir tanesi…
loader