Hüseyin Nihal Atsız Davetiye Şiiri
Davetiye Şiiri
Ey Benito Musolini! Ey gayet yüce,
italyanlar başvekili muhterem Düce!
Duydum ki, yelkenleri edip de fora
Gelecekmiş orduların yeşil Bosfora.
Buyursunlar… Bizim için şavaş düğündür;
Din Arab’ın, hukuk sizin, harp Türk’lüğündür.
Açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa
Türk eri de öyle gider kanlı savaşa.
Hem karadan hem denizden ordular indir!
Çarpışalım, en doğru söz süngülerindir!
Kalem, fırça, mermer nedir? Birer oyuncak!
Şaheserler sungtilerle yazılır ancak!
Çağrı Beg’le Tuğrul Beg’in kurduğu devlet
İtalyalı melezlerden üstündür elbet;
Bizim eski uşakları alda yanına
Balkanlardan doğru yürü er meydanına;
Çelik zırhlı kartalları göklere saldır…
Fakat zafer sizin için söz ve masaldır…
Dirilerek başınıza geçse de Sezar
Yine olur Anadolu size bir mezar.
Belki fazla bel bağladın şimal komşuna,
Biz güleriz Cermenliğin kuduruşuna,
Tanıyoruz Atilla’dan beri Cermeni,
Farklı mıdır Prusyalı yahut Ermeni?
Senin dostun Cermanyaya biz Nemşe deriz,
Bir gün yine Bec onünde düğün ederiz.
Söyle, kara gömlekliler etmesin keder;
Olum-dirim savaş bir gün mukadder!
Gerçi bugün eskisinden daha çok diksin;
Fakat yine biz Osmanlı, sen Venediksin!
Tarihteki eski Roma hoş bir hayaldir,
Hayal bütün insanlarda olan bir haldir.
Bu hayaller zamanları hızla asmalı,
Gök Türklerle Romalılar karşılaşmalı!
Görmüyorsan gönlümüzün içini, korsun!
Kılıçlarımız kınlarından çıkmayagörsün!
Top sesleri, bomba sesi bize saz gelir;
17’ye karşı 44 milyon az gelir.
Arnavud’u yendim diye kendini avut,
Yiğit Türkle bir olur mu soysuz Arnavut?
Kayalara çarpmalıdır korkunç türküler!
Dalmalıdır gövdelere çeIik süngüler!
Sert dipçikler ezmelidir nice başları!
Ecel kuşu ayırmalı arkadaşları!
En yiğitler serilmeli en önce yere!
Kızıl kanlar yerde taşıp olmalı dere!
Ülkü denen nazlı gelin erde şan ister!
Büyük devlet kurmak için büyük kan ister.
Damarında var mi senin böyle bol kanın?
Türkün kanı bir eşidir lavlı volkanın!
Tarihteki eski Roma hoş bir hayaldir,
Kurulacak yeni Roma boş bir hayaldir,
Karşısında olmasaydı şanlı ‘Türk Budun’
Belki gerçek olacaktı bir gün umudun,
İnsan oğIu ümitlerle dolup taşmalı,
Aryalarla Turanlılar karşılamalı.
Tabiatın yürüyüşü belki yavaştır;
Hız verecek biricik şey ona savaştır!
Keskin olur Iikörlerden ayranla kımız,
Karnera’yı yere serer Tekirdağ’lımız.
Yurdumuzun çok tarafı olsa da kuru
Makarnadan kuvvetlidir yine bulguru…
Biz güleriz Façyo’ların felsefesine,
Dayanır mı kırkı bir tek Türk efesine?
Bizim yanık Fuzuli’miz engin biz deniz!
Karşısında bir göl kalır sizin Dante’niz!
Bizler ulu bir çınarız, sizler sarmaşık!
‘Generaller ‘Paşalarla atamaz aşık! ..
Ey İtalyan başvekili! Ey Musolini!
iki ırkın kabarmalı asırlık kini…
Hesabını göreceğiz elbette yarın
Yedi yüzlü, yedi dilli İtalyan’ların!
Irkınızı hiçe saydı Hazreti Fatih.
Biraz daha yasasaydı Hazreti Fatih
Ne Venedik kalacaktı, ne Floransa…
Hoş geldiniz diyecekti bize Fransa!
Haydi, hamle kafirindir… İlkönce sen gel
Ecel ile zaman bize olmadan engel!
Burda tanklar yürümezse etme çok tasa;
Sungtilerle çarpışmadır şavaşta yaşa.
Olma böyle sinsi çakal, yahut engerek!
Bozkurt gibi, kartal gibi doğüşmek gerek!
Kılıç Arslan öldü sanma, yaşıyor bizde!
Atila’nin ateşi var içimizde!
Kanije’nin gazileri daha dipdiri!
Sınırdadır Pilevne’nin kırk bir askeri!
Edirne’de Sükrü Paşa bekliyor nöbet!
Dumlupınar denen şeyi bilirsin elbet!
Şehitlerden elli milyon bekçisi olan
Asılmaz bir kayadır bu ebedi Vatan!
Hüseyin Nihal Atsız
Davetiye Şiiri İncelemesi
Hüseyin Nihal Atsız’ın “Davetiye Şiiri“nde, şair, Benito Mussolini’ye seslenerek Türk milletinin tarih boyunca gösterdiği kahramanlığı, bağımsızlığı ve vatan sevgisini vurgular. İşte bu şiirin özeti:
Şair, Mussolini’yi, İtalya’nın başvekili ve Düce’si olarak hitap ederek çağrır. Duyduğuna göre İtalyan ordularının yeşil Bosfora’ya yöneleceğini öğrenmiş ve Mussolini’yi bu büyük savaşa davet etmektedir.
Şair, Türk milletinin tarih boyunca gösterdiği kahramanlıkları ve Osmanlı İmparatorluğu’nun zaferlerini vurgular. Din, hukuk ve savaş alanında Türklüğün üstünlüğünü savunur.
Türk milletinin savaşa olan inancını ve cesaretini öne çıkarır. Şiir, Türk askerinin savaşa olan isteğini açıklar ve süngülerin en doğru söz olduğunu belirtir.
Şair, Türk milletinin tarihindeki büyük devletleri, özellikle Göktürkler ve Romalılar arasındaki çatışmayı anımsatarak İtalyanlılara meydan okur. Osmanlı’nın İtalya’ya üstün olduğunu savunur.
Mussolini’ye, Türk milletinin kahramanlıklarını anlaması ve Türklük ile Roma arasındaki tarihi bağlantıyı görmesi çağrısında bulunur. Şair, bu çağrıyı Osmanlı İmparatorluğu’nun ardılı olarak Türk milletinin İtalyanlarla dostça ilişkiler kurmasına yönelik bir davet olarak sunar.
Şair, İtalyanların Balkanlarda kazandıkları zaferlere atıfta bulunarak, İtalyan ordularının Türk topraklarına saldırısına hazır olmalarını ister. Ancak zaferin asıl ölçüsünün süngülerde olduğunu vurgular.
Mussolini’nin, Türk milletinin savaşa olan kararlılığı ve inancı karşısında hiçbir zafer elde edemeyeceğini, Türk milletinin her türlü zorluğa göğüs germeye hazır olduğunu ifade eder.
Şair, İtalyan liderini tarih boyunca Türk milletinin gösterdiği kahramanlıkları anlamaya ve bu büyük milletle dostça ilişkiler kurmaya davet eder.
Hüseyin Nihal Atsız’ın “Davetiye Şiiri”, Türk milletinin özgürlüğüne olan bağlılığını ve tarih boyunca gösterdiği kahramanlıkları ifade eden güçlü bir milliyetçilik ve vatanseverlik temasını işler.
İlginizi çekebilir:
Hüseyin Nihal Atsız Geri Gelen Mektup Şiiri