Çok Büyük Bir Aşk Nasıl Bu Kadar Gizli Kalabildi?
Stefan Zweig – Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu Kitabı Özeti
Ünlü Yazar Stefan Zweig tarafından kaleme alınan Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, ünlü bir yazara aşık olan bir kadının içinde büyüttüğü fırtınayı anlatır. Dönemin ünlü yazarlarından birine hastalıklı bir biçimde aşık olan bu kadın, aşkından ömrü boyunca hiç kimse ile evlenmez. Aşkını her gün içinde yaşatan, büyüyen ve onun umudu ile yaşama tutunan kadın, bu ünlü yazar ile tek gecelik ilişkisinden olan oğlunun ölümü ile hayattaki tek umut kaynağını da kaybeder. Aşkın dozunun en üst seviyeden hissedildiği bu öykü, çok sakin görünen suların derinliklerinde aslında büyük kaosların gizli olduğunu net bir şekilde gözler önüne seriyor.
Ünlü bir yazar olan R, Viyana gezisinden döndükten sonra bir mektup alıyor. Gizemli olanı bu mektup, “Beni hiç tanımamış olan sana” hitabı ile başlıyor. Yazar, oldukça ilginç bulduğu bu mektubu okumaya başlıyor. Mektubu okuduktan sonra hayata başka bir pencereden bakacağı bir değişim yaşayacağını nereden bilebilirdi ki?
Çaresizliğin, umudun, bağımlılığın öyküsünün detaylarını inceleyelim.
Her Aşk Mutlu Sonla Bitmezmiş
Bir kadının çocuğunun ölümü ile başlayıp kendi ölümü ile sonlanan bir hayat kesitinin anlatıldığı Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, en derinlere inen bir aşk hikayesini anlatıyor. İlk gördüğü andan itibaren karşısındaki erkeğe platonik bir biçimde aşık olan kadın, ömrünün sonuna kadar bu adamdan vazgeçemez. Adam, hiçbir şekilde bu kadına sevgisini göstermez. Sadece 1-2 defa erkek ile birlikte olmasını kendisine bir lütuf sayarak hayatına devam eden kadın, çocuğu hayata gözlerini yumana kadar bu şekilde yaşamını sürdürür. Bu çocuk, kadın ile ünlü yazar R’nin çocuğudur. R’den ona kalan en değerli mirası kaybını kaybeden kadın, bu kayıp sonrasında R’ye bu mektubu yazmaya karar verir. Ancak kadın, ölmemesi durumunda mektubu R’ye vermeme ve sonsuza direk sonsuza kadar susma kararı almıştır.
Birkaç Satırın İçinde Bir Hayat Yatıyor
R ile kadın, tesadüf eseri (!) karşılaşıyor. Ayak üstü sohbet eden ikili, sohbeti ilerleterek yemeğe çıkıyor. Gecenin sonunda birlikte olan bu çiftin birlikteliği tam 3 gece sürüyor. 3 gece birlikte olan bu çift, R’nin seyahate çıkması ile ayrılıyor. R, kadından ayrılırken kendisine ulaşacağını söylüyor ancak hiçbir zaman ulaşmıyor. Bu birliktelikten hamile kadın, platonik olarak aşık olduğu R’ye ve çocuğuna hayatını adıyor.
Çocuğunu yoksul bir ortamda büyütmemek için kendi deyimiyle kendisini satan kadın, zaman içerisinde farklı kimselerden evlilik teklifi alsa da kendisini daima sevdiği adama sunmak için evlenmiyor. İleriki zamanlarda bir gece yine karşılaşan bu çift, adamın kadını hatırlamaması ile bir hüsrana dönüşüyor. Kadın, her doğum gününde adama çiçek gönderiyor ancak adam bu çiçekleri kimin yolladığını dahi merak etmiyor. R’nin hayatında yüzü silik bir hayalet olarak var olan bu kadın sonunda intihar ediyor. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu bu şekilde sona eriyor.