Bu Dünyada Olmazsa Öbür Dünyada Ölüm Aşkın Sonu mu?
Zülfü Livaneli – Serenad Kitabı Özeti
2011 yılında Doğan Kitap tarafından yayınlanan Serenad kitabı, Zülfü Livaneli imzalıdır. Türkçe olarak basılan bu kitap, bir profesörün yıllar sonra Amerika’dan Türkiye’ye gelmesi ile başlayan yolculuğu ve masum aşkını konu alır. Kitapta iki önemli karakter vardır: Maya ve Profesör Maximilian Wagner. Maya, dul bir annedir. İstanbul Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü’nde çalışan maya, burada yabancı misafirler ile ilgilenir. Profesör Maximilian Wagner ise Struma olayından dolayı birçok ülke tarafından izlenen ve tek amacı karısının öldüğü yeri ziyaret ederek ona serenat yapmak olan bir adamdır. Gelin, bu özel kitabın ne anlattığına birlikte bakalım.
Görücü Usulü Aşk
Maya, İstanbul üniversitesinde çalışan bir kadındır. Bir çocuğu olan ve dul olarak yaşamını sürdüren Maya’nın bir gün Alman ama Amerikalı olan Maximilian Wagner adında bir profesör ile tanışmasını isterler. Maya, profesörü karşılamak için havalimanına gider. Elinde, profesörün adının yazılı olduğu bir kağıtla beklerken yanına çok yakışıklı bir adam gelir ve beklediği kişinin kendisi olduğunu söyler. Yıllar önce İstanbul’da yaşayan, daha sonra Amerika’ya giden profesör, İstanbul’da yaşadığı yıllarda kaldığı Pera Palas Oteli’ne gitmek istediğini söyler. Maya, profesörü Pera Palas’a yerleştirir. Ertesi gün profesörü almak için otele gider ancak profesörün otelden ayrıldığını öğrenir. Otelin önündeki beyaz araba, Maya’nın dikkatini çeker. O araç, bir gün önce de orda durmuştur. Maya, kendisinin takip edildiğinden şüphelenir ancak bu şüphenin bir kuruntu olduğuna karar verir. Bu düşünceler ile üniversitenin yolunu tutar.
Okula Dönüş ile Gelen Sürpriz
Maya, okula döndüğünde rektör kendisi ile tanışmak ister. Maya, bu talebe çok şaşırır ve rektörün yanına gider. Rektörün yanına gittiğinde rektörün yanında kendisini takip ettiğini düşündükleri kişilerle karşılaşır. Bu kişiler de rektör ile birliktedir. Bu kişiler, Maya’dan profesörün her hareketini takip etmelerini ister. Otele döndüğünde profesör ile karşılaşan Maya, ertesi gün sabah 5’te profesörün isteği üzerine onu alarak Şile’ye götürür. Şile’ye ulaştıklarında Maya’yı şaşırtacak bir olay daha gerçekleşir. Profesör, kemanını çıkarır ve dondurucu soğuğa aldırış etmeden sahil kenarında serenat yapmaya başlar. Bu serenat saatler sürer. Sonunda dayanamayan Maya, profesörün yanına gider ve profesörün ellerinin donmak üzere olduğunu ve morardığını görür. Hızlı bir şekilde profesörü arabaya taşıyan Maya, bu kez de arabanın çalışmadığını fark eder. Güç bela profesörü sahilde çalışmayan bir otele götüren Maya, bu esnada profesörün “sutma, sutum, struma” diye mırıldandığını fark eder.
İçi Aşk Acısıyla Yanarken Donan Bir Adam
Profesör donuyordu, Maya ise ne yapacağını bilemiyordu. Önce kendi giysilerini, sonra ise profesörün giysilerini çıkarır ve kendi vücut ısısı ile onu ısıtmaya çalışır. Katolik bir aileden gelen ancak Yahudi bir kişi olan profesör, aşık olduğu kadınla evlenir. Evlilik sonrasında adını değiştiren eşi ile başka bir şehirde yaşamaya başlar. O sıralarda Hitler, Yahudileri öldürmeye başlar. İkili kaçacak bir yer ararken Türkiye’nin çeşitli mesleklerden hocalar kabul ettiğini öğrenir. Türkiye’ye doğru yola çıkarken Alman polislerine yakalanırlar. Alman polisler, profesörün karısını kaçırır. Tek başına İstanbul’a gelmek zorunda kalan profesör, kendisini karısını kurtarmaya adar. Bu amacına erişen profesörün karısı, bir gemiyle Filistin’e gider, oradan da İstanbul’a ulaşır. Ancak gemi Şile yakınlarında durdurulur ve gemiden kimsenin ayrılmasına izin verilmez. Filistin, İngiltere’nin baskısına karşı çıkamaz, Türkiye’de gemiyi kabul etmez. Prosedürler sürerken Rusya, profesörün içinde bulunduğu gemiyi denizaltından attığı füze ile batırır. Profesörün aşkı, İstanbul’un mavi sularında kaybolur.
Ve İki Aşık Başka Bir Dünyada Buluşur
Sahildeki serenattan sonra hastalanan profesör tedavi için Amerika’ya gider. Olaya karışan tüm devletler, profesörün olayın üzerine gitmesini istemediği için onu takibe aldırır ama bilmezler ki profesör sadece biricik aşkına kavuşmak için çabalamıştır. Bu olay sonrasında Maya da işinden kovulur. Günlerden bir gün Maya, profesörden bir paket alır. Paketin içinde profesörün kemanı ve tercüme etmesi için bir kitap bulunur. Maya, kitabı çevirmek için uğraş verirken bir haber daha alır. Bu haber; profesörün ölüm döşeğinde olduğu şeklindedir ve Maya’dan son bir isteği vardır. Maya, bu isteği yerine getirir ve profesörün yakılan küllerini Şile’den denize döker. Bu şekilde iki aşık başka bir dünyada kavuşur.