William Shakespeare Kaybettiğin Yerde Bekleme Şiiri
Kaybettiğin Yerde Bekleme Şiiri
Kaybettiğin yerde bekleme, güçsüzler öyle yapar.
Sana kapanan kapıyı bir daha çalma,
Kapanan kapıyı acizler çalar.
Unutma ki bu aşağılık dünyadasın;
Kötülüğü baştacı edip iyiliği çılgınlık sayan dünyada.
Şunu iyi bil ki; şeytan da kutsal kitaplardan örnekler verebilir.
Ve cehennem boş, şeytanların hepsi burada…
Her düşünceni dile getirme,
Sana yakışmayan hiçbir düşünceyi hayata geçirme.
Samimi ol fakat basit davranma.
Huzur ancak gökyüzünde vardır…
Biz ise yeryüzündeyiz.
Utan ey çağ! Soylu insan yetiştiremez oldun.
Arama boşuna bulunmak istemeyeni.
İnsanlar göründükleri gibi olmalıdır,
Eğer değillerse…
Hiç görünmesinler daha iyi.
Kader mi aşkı kovalar, yoksa aşk mı kaderi?
Kimseler çözemedi bu bilmeceyi…
Hoşçakal, değerin çok yüksek,
Tutamam seni…
Sen ancak görenleri seversin, bense körüm…
Sen ne kadar kalsan da geliyorsun benimle…
Ben ne kadar gitsem de kalıyorum seninle.
Öğret bana nasıl unutulur düşünmek?
Oysa benim ruhumda savaş var.
Durmadan ölüyor içimdeki insanlar.
Boğ kendini yüreğim; dilimi tutmam gerek…
William Shakespeare
Kaybettiğin Yerde Bekleme Şiiri İncelemesi
William Shakespeare’in “Kaybettiğin Yerde Bekleme” adlı bu şiiri, insan ilişkileri, umutsuz aşk ve dünyanın acı gerçekleri üzerine derin düşünceler içeriyor. Şiir, yaşanan kayıplar karşısında güçsüz olmanın ve umutsuzluğun bir ifadesi olarak öne çıkıyor. İşte şiirin ana temalarına dair bir inceleme:
Kayıp ve Bekleme: Şiir, başkalarına kapıları açan, umutlarını tazeleyen ve bekleme gücünü kaybetmeyen bir kişilikten ziyade, kaybettiği yerde beklemenin güçsüzlüğüne vurgu yapar. Kapıyı çalmaktan vazgeçme ve kapının kapanmasına izin verme çağrısında bulunur. Bu, umutsuz bir bekleyişin getirdiği çaresizlik duygusunu yansıtır.
İnsan Doğası ve Çelişkiler: İnsan doğasının karmaşıklığına dair çeşitli göndermeler içerir. Kötülüğün iyiliği çılgınlık olarak değerlendirdiği bir dünyada, insanların gerçek niyetlerini anlamak ve doğru değerlendirmek zordur. Dünya, iyilik ile kötülüğün iç içe geçtiği bir yer olarak tasvir edilir.
Samimiyet ve Basitlik: Şair, samimiyetin önemini vurgular ancak basit olmamak gerektiğini belirtir. Bu, insan ilişkilerinde dürüst olmanın yanı sıra, karmaşıklık ve derinlik arayışına da işaret eder.
Huzur ve Cehennem: Huzurun sadece gökyüzünde bulunduğu, bu dünyanın ise kötülüğün hakim olduğu bir yer olarak tasvir edilir. Cehennem, şeytanların bu dünyada olduğu bir yer olarak nitelenir.
Sevgi ve Kader: Sevginin ve kaderin nasıl ilişkili olduğuna dair bir soru ortaya atılır. Şiirde, kaderin aşkı kovalayıp kovalamadığı belirsizdir, bu da insanın hayatında belirleyici olan bu iki kavram arasındaki çatışmayı yansıtır.
Unutma ve Savaş: Şair, düşünceyi ifade etmenin önemini vurgular ancak savaşın içsel bir savaş olduğunu belirtir. İçsel çatışma ve ölümler, insanın zihinsel dünyasındaki karmaşıklığı temsil eder.
Görünüş ve Gerçek: İnsanların görünüşlerinin gerçekleri yansıtması beklenir. Ancak bu gerçeklik, beklentilere uymayan durumlarla karşılaşıldığında, görünüşün önemini yitirir ve şair, belki de görünmemeyi tercih etmeyi önerir.
Shakespeare’in bu şiiri, yaşamın zorlukları, aşkın karmaşıklığı ve insan doğasındaki çelişkilerle dolu bir dünyaya dair derin düşünceler içermektedir.
İlginizi çekebilir:
William Shakespeare Korkuyorum Şiiri