Ümit Yaşar Oğuzcan Galata Kulesi Şiiri
Galata Kulesi Şiiri
6 Haziran 1973
Pırıl pırıl bir yaz günüydü
Aydınlıktı, güzeldi dünya
Bir adam düştü o gün Galata Kulesi’nden
Kendini bir anda bıraktı boşluğa
Ömrünün baharında
Bütün umutlarıyla birlikte
Paramparça oldu
Bir adam benim oğlumdu…
Gencecikti Vedat
Işıl ışıldı gözleri
İçi
Bütün insanlar için sevgiyle doluydu
Çıktı apansız o dönülmez yolculuğa
Kendini bir anda bıraktı boşluğa
Söndü güneş, karardı yeryüzü bütün
Zaman durdu
Bir adam düştü Galata Kulesi’nden
Bu adam benim oğlumdu
“Açarken ufkunda güller alevden”
Çıktı, her günkü gibi gülerek evden
Kimseye belli etmedi içindeki yangını
Yürüdü, kendinden emin
Sonsuzluğa doğru
Galata Kulesi’nde bekliyordu ecel
Bir fincan kahve, bir kadeh konyak
Ölüm yolcusunun son arzusu buydu
Bir adam düştü Galata Kulesi’nden
Bu adam benim oğlumdu
Küçüktü bir zaman
Kucağıma alır ninniler söylerdim ona
“Uyu oğlum, uyu oğlum, ninni”
Bir daha uyanmamak üzere uyudu Vedat
6 Haziran 1973
Galata Kulesi’nden bir adam attı kendini
Bu nankör insanlara
Bu kalleş dünyaya inat
Şimdi yine bir ninni söylüyorum ona
“Uyan oğlum, uyan oğlum, uyan Vedat”.
Ümit Yaşar Oğuzcan
Galata Kulesi Şiiri Hikayesi
Ümit Yaşar Oğuzcan’ın “Galata Kulesi” adlı şiiri, 6 Haziran 1973 tarihinde yaşadığı trajik bir olayın ardından kaleme alınmıştır. Şairin oğlu Vedat Oğuzcan, Galata Kulesi’nden atlayarak intihar etmiştir. Bu acı olay, şairin yaşamında derin izler bırakmış ve Galata Kulesi şiirinin doğmasına neden olmuştur.
Şiir, ışıltılı bir yaz gününde başlayan, ancak bir adamın Galata Kulesi’nden atlayışıyla sona eren bir atmosferde geçmektedir. Vedat Oğuzcan’ın genç yaşta yaşamını yitirmesiyle birlikte, şairin iç dünyasında derin bir acı ve hüzün oluşmuştur. Şiirde, şairin oğlunun gençliği, güzellikleri ve iç dünyasındaki sevgi dolu duyguları vurgulanarak okuyucuya aktarılmıştır.
Şair, oğlunun ölümünü anlatırken içinde bulunduğu acıyı ve çaresizliği dile getirir. Vedat’ın ani ve beklenmedik intiharı, şairin yaşamını altüst etmiş ve onu derin bir hüzünle doldurmuştur. Şiirde, Vedat’ın hayatı, çocukluğu, gençliği ve ani vedasıyla birlikte yaşanan acı dolu anlar dokunaklı bir şekilde işlenmiştir.
Şair, oğlunun intiharının ardından duyduğu acıyı ifade ederken, aynı zamanda ona olan özlemini ve sonsuz sevgisini de dile getirir. Vedat’ın ölümüyle şairin dünyası kararmış, zaman durmuş ve yeryüzü karanlığa bürünmüştür. Vedat’ın kendini boşluğa bırakışıyla birlikte güneşin batması, zamanın durması ve yaşamın sonlanması gibi sembolik imgeler kullanılarak acı ve hüzün vurgulanmıştır.
Şiir, Vedat’ın çocukluk anılarına ve onunla geçirdiği zamanlara yapılan göndermelerle doludur. Şair, oğlunu bir zamanlar kucağına alıp ninniler söylediği günlerden, onun güzelliklerle dolu gençliğine kadar birçok anıyı hatırlamakta ve bu anılar üzerinden duygusal bir yolculuğa çıkmaktadır.
Sonuç olarak, Ümit Yaşar Oğuzcan’ın “Galata Kulesi” şiiri, şairin oğlunun ani intiharıyla yaşadığı derin acıyı ve hüznü dile getiren dokunaklı bir eserdir. Şiir, okuyucuya acı dolu bir hikaye anlatırken aynı zamanda sevgi, özlem ve sonsuz bir yasın ifadesini sunmaktadır.
İlginizi çekebilir:
Ümit Yaşar Oğuzcan Bir Gün Şiiri