Sezai Karakoç Mona Roza Şiiri Hikayesi
“Gül hanım” anlamına gelen Mona Rosa, ünlü şair Sezai Karakoç’un en bilindik şiirleri arasındadır. Bu şiirin ardında bir aşk hikayesi vardır. Gizemli bir aşkın temsilcisi olan Mona Rosa şiiri, Sezai Karakoç’un üniversite yıllarından kalan bir aşk hikayesidir. Akrostiş tarzında yazılan bu şiir, Karakoç’un üniversiteden arkadaşı Muazzez Akkaya’ya ithafen yazılmıştır. Sezai Karakoç’un üniversiteden arkadaşı olan Muazzez Akkaya, şairin gizli sevdalandığı biridir. Bir gün cesaretini toplayan şair, gizli sevdasını açıklar ancak Muazzez’den ret yanıtını alır. Aldığı ret yanıtı ile yıkılan Karakoç, yaz tatilinde, Muazzez Hanım’ın konakladığı Gevye’deki yazlığın karşı yazlığında bahçıvan olarak işe girer. Bu süre zarfında aşkını uzaktan uzağa seyreder. Bu aşkı, “Mona Roza” şiiri ile somutlaştırır.
Okul Sonrası Devam Eden Aşk Hikayesi
Üniversitesinin mezuniyet töreninde Mona Roza şiirini okuyan Sezai Karakoç, şiirini Muazzez Akkaya’nın tam karşısında okur. Şiir bittikten sonra tüm salon Karakoç’u ayakta alkışlar. Törene katılanlar, şiirin tekrar tekrar okunmasını ister. İstekleri kırmayan Karakoç, üst üste 3 kez aynı şiiri okur. Karakoç, sahneden ineceği esnada yanına Muazzez Hanım gelir ve teklifinin geçerli olup olmadığını sorar. “Senin aşkın benimkine yetişemez.” Yanıtını veren Karakoç, böylelikle Muazzez Hanım’a hayır yanıtını verir. Bu cevabın üzerine Muazzez Hanım bayılır. Yaşamı boyunca hiç evlenmeyen Karakoç, içinde bir bebek gibi büyüttüğü aşkını mısralarında yaşatmıştır.
Gazeteci Ahmet Hakan Muazzez Hanım’ın İzini Buldu
Gazeteci Ahmet Hakan, yıllar sonra Muazzez Hanım’ı bulduğunu iddia etmişti. Yazılarından birinde Mona Rosa’dan bahseden Hakan, bunun üzerine New York’tan bir e-posta aldığını belirtmiştir. Muazzez Hanım’ın kızından gelen bu e-postada annesinin Sezai Karakoç’un aşkından aslında haberdar olmadığı ancak paltosunda zaman zaman şairi belli olmayan şiirler bulduğunu ifade eder. Annesinin Maliye Bakanlığından emekli olduğunu ve çalışma esnasında babası ile tanıştığını ifade eden Muazzez Hanım’ın kızı, annesinin aşk evliliği ile bir birliktelik yaşadığını ifade etmiştir.
İşte Sezai Karakoç’un kalbindekilerin temsilcisi Mona Roza şiirinin tamamı:
Mona Roza Şiiri
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller
Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar
Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek…
Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
Bende çıkar güneş aydınlığa
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatıyor her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ellerin ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmakların
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat on ikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Akşamları gelir incir kuşları
Konar bahçenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sarı
Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları
Ki ben Mona Roza bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar su kenarında
Ki ben Mona Roza bulurum seni
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle her saza
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Artık inan bana muhacir kızı
Dinle ve kabul et itirafımı
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı
Artık inan bana muhacir kızı
Yağmurlardan sonra büyürmüş basak
Meyveler sabırla olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yasarmış
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
Bir tüy ki can verir bir gülümsesen
Bir tüy ki kapalı gece güne
Altın bilezikler o kokulu ten
Mona Roza siyah güller, ak güller
Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kus merhamet ister
Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
Mona Roza siyah güller, ak güller.