Necip Fazıl Kısakürek Kaldırımlar Şiiri Hikayesi

  • Ana Sayfa
  • Necip Fazıl Kısakürek Kaldırımlar Şiiri Hikayesi
Necip Fazıl Kısakürek Kaldırımlar Şiiri Hikayesi

Necip Fazıl Kısakürek Kaldırımlar Şiiri Hikayesi

Kadınlara ve kumara olan sevdası ile bilinen Necip Fazıl, eserleri ile olduğu kadar düşkünlükleri ile de bilinir. Ölümünden sonra düşünceleri, ideolojileri, duruşuyla da anılan şairimiz, hakkı verilen bir Türkçe ile yazmış olduğu eserlerinin yanı sıra özel yaşantısı ile de ön plana çıkar.

Kültürümüze ve edebiyatımıza damga vurmuş olan Necip Fazıl’ın en bilindik eserlerinin arasında Kaldırımlar şiiri bulunur. 8 kıtadan oluşan şiirde başkahraman, sokaklarda yürüyen yalnız bir adamdır. Bu adamın psikolojik durumu hakkında da izlenimlerin verildiği şiir, dörtlüklerden meydana gelir. Şiirde Necip Fazıl esasında kendi psikolojik durumunu anlatır. Şiirin hikayesine başlamadan önce tamamını birlikte okuyalım;

Kaldırımlar / Necip Fazıl Kısakürek

“Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında,
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa karışan noktasında
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

 

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık,
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
Bu gece yarısında iki kişi uyanık:
Biri benim, biri de uzayan kaldırımlar.

 

İçimde damla damla bir korku birikiyor,
Sanıyorum her sokak başını kesmiş devler.
Simsiyah camlarını üzerime dikiyor
Gözleri çıkarılmış bir ama gibi evler.

 

Kaldırımlar, ızdırap çekenlerin annesi,
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur ses kesilince sesi,
Kaldırımlar, içimde uzayan bir lisandır.

 

Bana düşmez can vermek bir kucakta,
Ben bu kaldırımların istediği çocuğum.
Aman, sabah olmasın bu karanlık sokakta,
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum.

 

Ben gideyim yol gitsin, ben gideyim yol gitsin,
İki yanımdan aksın bir sel gibi fenerler.
Tak… tak… ayak sesimi aç köpekler işitsin.
Yolumun takı olsun zulmetten taş kemerler.

 

Ne ışıkta gezeyim, ne göze görüneyim,
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları.
Islak bir yorgan gibi iyice bürüneyim,
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

 

Uzanıverse gövdem taşlara boydan boya,
Alsa bu soğuk taşlar alnımdaki ateşi.
Dalıp sokaklar kadar esrarlı bir uykuya
Ölse kaldırımların kara sevdalı eşi.”

Necip Fazıl Kumara ve Kadınlara Olan Sevdası

Ailesinin tek erkek çocuğu olan Necip Fazıl, şımarık bir çocuk olarak büyütülmüştür. Gününü gün ederek büyüyen şairimiz, zamanının çoğunu eğlenerek geçiriyordu. Eğlenmesi, Fazıl’ın zekasını kullanmaya engel değildi. Şair, 1924 yılında İstanbul Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nden mezun olmuştur. Daha sonra dönemin hükümet tarafından Fransa’daki Sorbonne Üniversitesi’ne gönderilir. Paris’te kendisini oldukça yalnız hisseden Fazıl, psikolojik durumunu Kaldırımlar şiirinde anlatmıştır. Paris’te geçirdiği günlerde kendisine yalnız olduğu için acıyan Necip Fazıl, burada kumara başlamıştır ve Sorbon Üniversitesi’ne neredeyse hiç gitmemiştir. Kumarın yanına kadınlara olan düşkünlük de boy göstermiştir. Hükümet tarafından tahsilatının kesildiğini bildirmesi adına Berlin’den gönderilen öğrenci müfettişinin verdiği dönüş parasını tek gecede kaybeden Fazıl, Kaldırımlar’daki dizelerinde parayı kaybettikten sonraki otele dönüşünü de tasvir eder.

Necip Fazıl’ın Bohem Hayatının Şiirdeki İzleri

Paris’te kendisini oldukça yalnız hisseden, yalnızlaştıkça bohem hayatının içine daha fazla giren Necip Fazıl, duygu ve düşüncelerini dizelere dökmüştür. Umutsuz, karamsar, kederli ve yorgun bir adamın ellerinden dökülen dizeler, şairin en derinlerdeki duygularının bir dışavurumu adeta… İnsanın yalnızlığını konu alan bu şiirin ilk kıtasında, okuyucu, şairin bulunduğu sokağı tanıyor. Şair, korktuğu için arkasına bakmadan yürüyor. İkinci kıtada ise mekan tasviri yapmaya devam ediliyor. Ölüm, korku ve yalnızlık kavramları üzerinde duruluyor. Üçüncü kıtada ise korku kavramı, karşımıza bir sıvı olarak çıkıyor. Trajedi duygusunu güçlendiren somutlaştırma, şairin evleri kişileştirmesi ile devam eder. 4. kıtada kaldırımlar teşbih edilir. Son kıtada ise kişileştirmeye devam edilir. Bu kıtada şair hayal kurmaya devam etmek ister ve yolculuğunun bitmesini istemez. Duyguların kağıda döküldüğü bir şiir, Necip Fazıl’ın hayatının bir döneminin özeti gibidir…

İlginizi çekebilir:
Necip Fazıl Kısakürek Sakarya Şiiri

Paylaş:

Yorum yap

E mail adresiniz yayınlanmayacaktır. *

İlginizi Çekebilir...
Abdülhak Hamit Tarhan, Eşinin Taziyesinde Tanıştığı Kadınla Evlendi mi? Makber……
loader