Ahmed Arif ve Leyla’nın Aşkı
Bir Kült Haline Gelen Bu Aşk…
Türk şiir edebiyatının en önemli ustalarından bir tanesi olan Ahmed Arif, ünlü yazar Leyla Erbil‘e büyük bir aşk duyuyordu. Bir kült haline gelen bu aşk, Hasretinden Prangalar Eskittim kitabında da kendisine yer bulmuştur. Karşılıksız bir aşk hikayesi olan Ahmed Arif ile Leyla Erbil aşkı, Ahmed Arif’in içindeki sevgiyi dizelere dökmesine yardımcı olmuştur. Hasretinden Prangalar Eskittim’in son dizeleri; “Yokluğun cehennemin öbür adıdır. Üşüyorum, kapama gözlerini…” dizeleriyle aşkın en somut halini yansıtır. Aşkını ifade etmek adına Leyla Erbil‘e 60’tan fazla mektup gönderen Ahmed Arif, 1954 ve 57 yılları arasında göndermiş olduğu mektupların yanı sıra 1977’ye kadar belirli aralıklarla mektuplar göndermiştir. Ahmed Arif, Leyla Erbile “Leylim” diye hitap ediyordur. Bu isimle bir de şiiri vardı. İşte o şiirin bir kısmı:
LEYLİM – LEYLİM
“Leylim – leylim dünyamızın yarısı
Al – yeşil bahar,
Yarısı kar olanda
Gene kavim – kardaş, can – cana düşman,
Gene yediboğum akrep,
Sarı engerek,
Alnımızın aklığında puşt işi zulüm
Ve canım yarı geceler
Çift kanat kapılarına karşı darağaçları,
Mahpusanede çeşme
Yandan akar olanda,
Gelmiş yoklamış ecel
Kaburgam arasından.
Yoklasın hele…Çağıdır, can dayanmaz,
Çağıdır, en çatal, en ası,
Cehennem koncası memelerinin.
Çağıdır, kırk gün – kırk gece
Kolların boynuma kement,
Ha canım kötüye inat…
Vah ki ne desem,
Kurşunları namlulara sürülü,
İ’kelleri kan,
Baskıncılar uykumuzu yıkar olanda,
Alır yüreğim
Yankın yasak, aynalara…”
Bir Tuhaf Adam Ahmed Arif
Leyla Erbil, Ahmed Arif’in kendisine göndermiş olduğu mektupları yayınlamaya karar verir. Ancak kitap yayınlanmadan Leyla Erbil hayata gözlerini yummuştur yani kitabını görememiştir. Leyla Erbil’in ölümünden sonra yayınlanan kitapta yer alan bir mektupta şu cümleler geçiyordu:
“Allah’tan ki sen varsın. Yoksa halim korkunçtu. Burası bir köy! Yakınlarımın bütün ısrar ve gayretine rağmen, hemen anneme gideceğim. Pazartesi evdeyim. Eve gidince senin mektubunu bulmalıyım. Anneme ilk sorum olacak zaten. Sen nasılsın ömrüm? Son telefonda canını sıktın mı? Ben artık annenden korkmuyorum. Aksine onu kendi annemmiş gibi seviyorum.”
Doruklarda Yaşanan Bir Sevgi
Sevgisini doruklarda yaşayan Ahmed Arif: “Dünyada ve kimselerin benim gibi sevdiğini ve sevebileceğini sanmıyorum. İnandığım en keskin gerçek bu canım…“ diyerek sevgisini ifade etmiştir. Leyla Erbil, Ahmed Arif’in tüm mektuplarını saklasa da Ahmed Arif’e yazılan mektuplar ortada yoktur. Ahmed Arif, daha sonra evlendiği için o mektupların yırtılıp yok edilmesi muhtemeldir. Leyla Erbil, Ahmed Arif kadar sık mektup göndermiyordu. Ahmed Arif, bunu bir mektubunda;
“Leyla, Zalım Leyla… Bu, benimki dördüncü. Oysaki senden bir tek mektup aldım. O belalı ve korkunç ilk mektubun, yani 4-1 ben mağlubum.”
olarak ifade etmiştir.
1967 yılında Aynur Hanım ile dünya evine giren Ahmed Arif, evlendikten beş yıl sonra Filinta adını verdiği oğlu dünyaya geldi. Leyla Erbil evlendiğinde ise kendisi, bir mektup daha yazdı o mektupta şu satırlar geçiyordu:
“Evleneceksin demek? Herhal çocuğu sevdin! İnşallah mesut olursun canım. Ama müstakbel kocan bana yazdığına kızmayacak cinstendir inşallah. Yoksa seni kaybetmek, sesini duymamaktansa gebereyim daha iyi olur’’.
Her iki tarafın da gün gelip de evlendiği ama bir tarafın aşkını hiç söndürmediği bir ilişkiydi bu… Leyla Erbil de Arif’in şiirlerini saklayacak kadar önemsiyordu onu ve hatta evlendikten sonra bile mektuplarına yanıt verecek kadar değer veriyordu. Bu aşk şimdi yeni aşıkların satırlarında, kalbinde ve dizelerinde geçiyor.
İlginizi Çekebilir:
En güzel ve en sevilen Ahmed Arif Sözleri