Ahmed Arif Vay Kurban Şiiri
Vay Kurban Şiiri
Dağlarının, dağlarının ardı,
Nazlıdır.
Uçurum kıyısında incecik bir yol
Gider dolana dolana,
Bir hastan vardır, umutsuz,
Belki Ayşe, belki Elif
Endamı kuytuda başak,
Memesinin, memesinin altında,
Bir sancı,
Bir hayın bıçak…
Ölüm bu,
Fukara ölümü
Geldim, geliyorum demez.
Ya bir kuşluk vakti, ya akşamüstü,
Ya da seher, mahmurlukta,
Bakarsın, olmuş olacak.
Bir hastan vardır umutsuz,
Hayreti uykularda,
Hayreti soğuk sularda.
Gayrı, iki korku çiçeğidir gözleri,
İki mavi, kocaman korku çiçeği,
Açar, derin kuyularda…
Dağlarının, dağlarının ardı korkunçtur.
Hiç akıl edip de düşünen var mı?
Gün kimin hesabına tutar akşamı,
Rahmetinden kim demlenir bulutun,
Hayırlı evlat makina
Nasıl canavar kesilir.
Kurdun, karıncanın rızkını veren
Toprak nasıl ayartılır,
Yüz vermez topal öküze,
Ve almaz koynuna kara sabanı.
Sepetçioğlu’m bir kömür işçişidir,
Mavzer değil, kürek tutar Urfalı Nazif
Mal, haraç-mezattır,
Can, pazar-pazar.
Kırmızı, ak ve esmer,
Yumuşak ve sert buğdayları
Yaratan ellerin sahibidir bu,
Kör boğaz, nafaka uğruna,
Haldan düşmüş, tebdil gezer…
Dağlarının, dağlarının ardı,
Nasıl anlatsam…
Ağaçsız, kuşsuz, gölgesiz.
Çırılçıplak,
Vay kurban…
“Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda.”
Yiğitlik, sen cehennem olsan da bile
Fedayı kabul etmektir,
Cennet yapabilmek için seni,
Yoksul ve namuslu halka.
Bu’dur ol hikayet,
Ol kara sevda.
Seni sevmek,
Felsefedir, kusursuz.
İmandır, korkunç sabırlı.
İpin, kurşunun rağmına,
Yürür, pervasız ve güzel.
Sıradağları devirir,
Akan suları çevirir,
Alır yetimin hakkını,
Buyurur, kitabınca…
Gün ola, devran döne, umut yetişe,
Dağlarının, dağlarının ardında,
Değil öyle yoksulluklar, hasretler,
Bir tek başak bile dargın kalmayacaktır,
Bir tek zeytin dalı bile yalnız…
Sıkıysa yağmasın yağmur,
Sıkıysa uykudan uyanmasın dağ.
bu yürek, ne güne vurur…
Kaçar damarlarından karanlık,
Kaçar, bir daha dönemez,
Sunar koynunda yatandan,
Hem de mutlulukla sunar
Beynimizin ışığında yeraltı.
Her mevsim daha genç, daha verimli,
Sunar, pırıl-pırıl, sebil,
Ömrünün en güzel aşk hasadını,
Elimizin hünerinde yeryüzü.
Dolu sofra, gülen anne, gülen çocuklar,
Bir’e on, bir’e yüz’le akşama gebe
Şafakla doğan işgücü.
Yalanım yok, sözüm erkek sözüdür,
Ol kitapta böylece yazılıdır,
Ol sevda, böyledir çünkü..
Ahmed Arif
Vay Kurban Şiiri İncelemesi
“Vay Kurban” Ahmed Arif’in insanın iç dünyasına, toplumsal yapıya ve ölüme dair düşündürücü bir şiiridir.
Dil ve Üslup:
Ahmed Arif, şairane bir dil kullanarak okuyucuyu etkileyici bir yolculuğa davet eder. Dilin gücünü kullanarak duygusal bir derinlik oluşturur.
Semantik Alan ve Temalar:
Şiir, ölüm, umutsuzluk, çaresizlik ve toplumsal sorunları işleyen derin bir semantik alana sahiptir. Şair, yaşamın zorluklarına ve insanın içsel çatışmalarına odaklanır.
Duygu Durumu ve Atmosfer:
Ahmed Arif, şair olarak duygularını derinlemesine ifade eder. Şiir, umutsuzluk ve çaresizlik atmosferini içerir, ancak aynı zamanda bir umut ışığı aracılığıyla yaşama karşı direnişi temsil eder.
Anlam Derinliği:
“Vay Kurban,” yaşamın karmaşıklığını, toplumsal çalkantıları ve bireyin içsel dünyasındaki mücadeleleri anlamaya yönelik bir çaba sunar. Şair, ölümü sadece bir son olarak değil, aynı zamanda bir başlangıç olarak da tasvir eder.
Ahmed Arif’in “Vay Kurban” adlı şiiri, yaşamın karmaşıklığını ve insanın içsel dünyasındaki zorlukları derin bir şekilde işleyen güçlü bir şiir örneğidir. Şair, dilin ve ifadenin gücünü kullanarak okuyucuya dokunan, düşündüren ve etkileyen bir eser ortaya koymuştur.
İlginizi çekebilir:
Ahmed Arif kimdir, hayat hikayesi nedir?
En çok sevilen ve en anlamlı Ahmed Arif sözleri
Ahmed Arif’in büyük aşkı Leyla Erbil
Ahmed Arif Hasretinden Prangalar Eskittim şiiri
Ahmed Arif Ay Karanlık şiiri
Ahmed Arif Sevdan Beni şiiri
Ahmed Arif Yalnız Değiliz şiiri
Ahmed Arif Gelgelelim Beter Bize Kısmet şiiri
Ahmed Arif Öyle Yıkma şiiri
Ahmed Arif Anadolu Şiiri