Sabahattin Ali

Sabahattin Ali

Sabahattin Ali

Sabahattin Ali Kimdir?

Bulgaristan doğumlu olan Sabahattin Ali, 1907 yılında dünyaya gelmiştir. Ülkemizde önemli eserler bırakan Sabahattin Ali, Türk edebiyatını etkileyen en önemli figürlerden bir tanesidir. Yaşamındaki deneyimlerini okuyucusuna en iyi şekilde aktaran ünlü edebiyatçı, toplumcu gerçekçi bir düzlem üzerinde oluşturduğu edebi kişiliğini eserlerinde ön plana çıkardı. Romanlarıyla ünlenen edebiyatçı, öykü türlerinde de birçok eser bırakmıştır. Toplumsal aksaklıklara da yer verdiği kitaplarında siyasi tartışmalara gönderme yapan alıntılara da yer verdi. Genel olarak aşk ve sevgi temasını işlediği romanlarından en ünlüleri Kürk Mantolu Madonna, İçimizdeki Şeytan, Kuyucaklı Yusuf’tur.

Sabahattin Ali’nin Edebiyata Girişi

Edebiyat çevrelerinin takdirini toplayan eserleri 20. yüzyıldan 21. yüzyıla kadar önemli bir etki gösterdi. Şiir ve hikaye denemelerine ilk olarak Balıkesir ilinde başlayan Sabahattin Ali, öğretmeni Ali Canip Yöntem’in desteği sayesinde Çağlayan ve Akbaba dergilerinde şiirlerini yayınlatmaya başladı. Anadolu’da kısa bir dönem öğretmenlik yapan edebiyatçı, bir süre sonra devlet tarafından dil eğitimi için Almanya’ya gönderildi. Ülkeye döndükten sonra kominizim propagandası yaptığı iddiası ile tutuklanan Ali, memurluktan ihraç edildi. Rivayete göre görevine yeniden dönmek için Atatürk hakkında şiir yazan edebiyatçı, kendisi hakkında oluşturulan sosyalist algısını kırmak adına da Esirler adıyla bir oyun yazdı. Zamanında ırkçılık Turancılık davasının bir parçası olan Sabahattin Ali, Türkçe Turancı yazar Nihal Atsız ile çeşitli gerilimler yaşamıştır.

Sabahattin Ali’nin Hikayesi

Karadeniz kökenli bir aileye mensup olan Sabahattin Ali’nin babası İstanbul’un asil ailelerinden bir tanesidir. Sabahattin Ali’nin babası, zabit olarak görev aldığı yıllarda annesi olacak Hüsniye Hanım ile tanışarak evlenir. Bu evlilikten Sabahattin ve Fikret doğdu. İleri ki yıllarda Süheyla da aileye katılacaktır. Henüz 16 yaşında evlenerek üç çocuk sahibi olan Hüsniye Hanım, zaman içerisinde ruhsal sorunlar yaşamaya başladı. Bu nedenle defalarca kez intihar etmeye çalıştı. Aile içindeki sorunlara karşı başarılı bir öğrenci olan Sabahattin Ali, Edremit İptadi mektebinde öğrenim görmeye başladı. Daha sonra İstanbul’a giderek bir süre burada yaşadı. İstanbul’dan sonra Balıkesir’e geçen Sabahattin Ali, bu ilde hikaye ve şiir deneyimlerini geliştirmeye başladı. Arkadaşlarıyla oku gazetesi de çıkaran edebiyatçı, dergi ve gazetelere yazı göndermeye başladı.

Sanata olan ilgisi günbegün artan Sabahattin Ali, tiyatro ve sinemaya gitmeyi çok seviyordu. Okuldan kaçıp sık sık tiyatro ve sinemaya gitmeye başlayan Sabahattin Ali’nin okul müdürü, bu nedenle kendisini ailesinin yanına göndermekle tehdit edince Ali, intihar etmeye çalıştı. Okul müdürünün aracılığı ile naklini İstanbul’a aldıran Sabahattin Ali o dönemde edebiyat öğretmeni olan Ali Canip Yöntem’in desteği ile Akbaba ve Çağlayan gibi dergilerde hikayelerini ve şiirlerini iletti. Edebiyata olan ilgisi dolayısıyla öğretmenlik diplomasını alan Sabahattin Ali, öğretmenlik diplomasını aldıktan sonra Yozgat’a gitti. Yozgat’taki bir okulda öğretmenlik yapmaya başlayan Sabahattin’in hikayeleri ve şiirleri burada rağbet görmedi. Bu durum, 1927 yılında, İstanbul’daki arkadaşı Nahit Hanım’a yazdığı bir mektubu ile somutlaştırılmaktadır. Öğretmenlik stajında tanıştığı Nahit Hanım, zaman içerisinde Sabahattin Ali için bir aşka dönüştü. Aşkına karşılık göremeyen Sabahattin Ali Firar, Bütün İnsanlara, Yat ve Uyu, Ebedi, Kalbimde Aşkınız, Ne Kazandık gibi şiirlerle ifade etmiştir.

Sabahattin Ali’nin Almanya’ya Gidişi

Bir yıl Yozgat’ta kaldıktan sonra İstanbul’a dönmek isteyen Sabahattin Ali, Milli Eğitim Bakanlığındaki yetkililerin teşvik etmesi ile birlikte Almanya’ya gönderildi. Almanya’ya gitse de kalbinde Nahit Hanım’a olan aşkını götüren Sabahattin Ali, yazdığı şiirleri kendisine hediye olarak gönderdi ancak herhangi bir cevap alamadı. İki yıl Almanya’da kaldıktan sonra Türkiye’ye tekrar dönen Ali’nin dönüşü hakkında bazı iddialar vardır. Bu iddialar arasında Nahit Hanım’a olan aşkı, Almanya’yı sevmemesi ve Alman öğrencilere komünizm propagandası yapması şeklindedir. Türkiye’ye döndükten sonra Bursa’nın Orhaneli ilçesinde ilçesine öğretmen olarak atanan Sabahattin Ali, burada komünizm propagandası yaptığı iddia edilerek hakkında soruşturma açıldı. Bir süre tutuklu kalan edebiyatçı, daha sonra Konya’ya Almanca öğretmeni olarak atandı.

Bir Mezarı Bile Yok

Hayatı ülkeler ve şehirlerarasında geçen, Sabahattin Ali, 41 yaşında öldürülmüştür. Kominizim propagandası yaptığı iddiasıyla hakkında açılan birçok dava bulunan edebiyatçı, sürekli olarak tedirgin bir yaşam sürüyordu. Bu nedenle Türkiye’den kaçmaya karar verdi. Bunun için cezaevinde tanıştığı arkadaşı berber Hasan’ın yakını olan Ali Ertekin’den yardım aldı. Ali Ertekin ile birlikte 31 Mart 1948 yılında Kırıkkale’ye doğru yola çıktı. Nisan 1948 yılında ise sana yolculuk esnasında Ali Ertekin tarafından öldürülen Sabahattin Ali’nin bir mezarı yoktur, çünkü bedeni adli tıp yolunda kaybolmuştur diye söylentiler bulunur.

Paylaş:

Yorum yap

E mail adresiniz yayınlanmayacaktır. *

İlginizi Çekebilir...
Bir varmış bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde…
loader