Abdülhak Hamit Tarhan Makber Şiiri Hikayesi
Abdülhak Hamit Tarhan, Eşinin Taziyesinde Tanıştığı Kadınla Evlendi mi?
Makber… Ünlü şairimiz Abdülhak Hamit Tarhan’ın eşinin vefatının ardından yazdığı dizeler… Ölüm korkusunun işlendiği dizeler üzerinden yıllar geçse dahi nice şairlere esin kaynağı olmuştur. Duygulara dokunan, yürek burkan bu dizeler, Tarhan’ın eşini ne kadar çok sevdiğini gösteriyor ancak Tarhan da internet furyasından nasibini alan şairlerimizden bir tanesidir. Efsaneye göre Abdülhak Hamit Tarhan, çok sevdiği eşinin cenazesinde tanıştığı bir kadınla hemen dünya evine girdi. Bu iddia her ne kadar asılsız olsa da hikâyeye gelin yakından bakalım.
Abdülhak Hamit Tarhan’ın Acısı Bu Dizelerde Saklı
Türk şair, oyun yazarı ve diplomat Abdülhak Hamit Tarhan, çok sevdiği eşi Fatıma Hanım’ın vefatından sonra Makber’i yazmıştır. Bu eser hem müzik hem de şiir olarak kalpleri derinden etkiler. Avrupai Türk Şiiri tarzı için de önemli bir örnek olan Makber’i okuyalım:
MAKBER
“Eyvâh! Ne yer ne yâr kaldı,
Gönlüm dolu âh ü zâr kaldı.
Şimdi buradaydı gitti elden,
Gitti ebede gelip ezelden.
Ben gittim o hâksâr kaldı,
Bir kûşede târumâr kaldı.
Bâkî o, enîs–i dilden eyvâh!
Beyrût’ta bir mezâr kaldı.
Çık Fâtıma, lâhdden kıyâm et,
Yâdımdaki hâlime devâm et!
Ketmetme bu râzı, söyle bir söz,
Ben isterim âh öyle bir söz!
Güller gibi meyl-i ibtisâm et,
Dağ-ı dile çâre bul, merâm et!
Bir tatlı bakışla, bir gülüşle
Eyyâm-ı hayâtımı tamâm et!
Yâ Rab, öleyim mi neyleyim ben?
Ayrı yaşayım mı sevdiğimden?
Verdin bana böyle bir mûsibet,
Ettin beni düşmen-i muhabbet.
Ya bir kulu sevmiyor musun sen?
Ya böyle bir ölüm değil mi erken?
Hiç bulmamak üzre gâib ettim,
Mecnun gibi ben onu severken.
Her yer karanlık pür-nûr o mevkî?
Mağrib mi yoksa makber mi yâ Râb!
Yâ hâbgâh-ı dilber mi yâ Râb,
Rüyâ değil bu ayniyle vakî.
Kabrin çiçekten bir türbe olmuş,
Dönmüş o türbe bir haclegâhe,
Bir haclegâhe dönmüşse türben
Aç koynunu aç maşukânım ben.
Sen öldün, ölüm güzel demektir,
Ölsem yaraşır gamınla her gün.”
Makber Ne Zaman Yazıldı?
1885 yılında yazılan Makber şiiri, Abdülhak Hamit Tarhan tarafından Beyrut’ta yazılmıştır. İnternette dilden dile dolaşan efsanede olduğu gibi Tarhan, eşinin cenazesinde tanıştığı bir kadınla evlenmemiştir. Tarhan, ikinci evliliğini Fatıma Hanım’ın ölümünden 5 yıl sonra yapmıştır. İkinci evlilik, Nelly Clower adında bir kadınla yapılmıştır. Diplomat olan Tarhan, 1874 yılında evlendiği çok sevgili eşini bir yıl sonra veremden kaybetmiş, bu acı ile 5 yıl boyunca evlenmemiştir. 1885 yılında Beyrut’ta hayatını kaybeden Fatıma Hanım, ardında aşk dolu dizeleri ve gözü yaşlı bir çift yaşlı göz bırakmıştır.
Makber, tam 40 günde yazılmıştır. Şiirin yazılışı ile ilgili Tarhan, şu sözleri söyler:
“Kırk gün, sanki onunla hem-civâr (komşu) ve hem-hâl olmak için, yer katında bir odada Makber’i yazmaya başladım. Öteki makberi ise, her gün, Ahmet Ağa ile beraber ziyarete gidiyordum. Kabrin taşı yapılıp yerine konulduktan sonra Beyrut’u terk ettim.”
Tarhan’ın ilk eşi için yazdığı tek şiir Makber değildir. Şair, İstanbul’a döndükten sonra Hacle, Bunlar O’dur ve Ölü adında eserler de kaleme almıştır. Nelly Clower’ı da 1911 yılında kaybeden Şair, üçüncü evliliğini Cemile Hanım ile yapmıştır. Cemila Hanım ile yalnızca 20 gün evli kalan Şair, 1912 yılında evlendiği Belçikalı Lucienne ile evlenmiştir. 8 yıl boyunca Lucienne ile evli kalan Tarhan, 12 Nisan 1937’de vefat etmiştir. Ardında unutulmaz eserler bırakan ünlü şairin bazı eserleri ise şu şekildedir:
Şiirleri
Elveda Diyemedik
Külbe-i İştiyak
Divaneliklerim yahut Belde
Bunlar O’dur
Kürsî-i İstiğrak
Bir Sefilenin Hasbihalinden
Arziler
Garâm
Ruhlar
İlham-ı Vatan
Validem
Bâlâ’dan Bir Ses
Bir Sefilenin Hasbihali
Hacle
Ölü
Makber
Sahra
Oyunları
Tayflar Geçidi
Hakan
Yadigar-ı Harb
İbni Musa
Finten
Abdullah-i Sagir
Sardanapal
İbn-i Musa yahut Zatülcemal
Turhan
İlhan
Macera-yı Aşk
Zeynep
Eşber
Tezer
Tarık yahut Endülüs Fethi
Nazife yahut Feda-yı Hamiyet
Duhter-i Hindu
Sabr-ü Sebat
Nesteren
İçli Kız