Nurullah Genç Söyle Bana Hindiba Şiiri
Söyle Bana Hindiba Şiiri
Kartallar uçar mı bir harâbeden
Köprülerden benim yârim geçer mi
Sen neden bu kadar güzelsin, bilmem
Taşırsın yeryüzüne ebedî tohumları
Ben ise kuruyacak bir suyun mahkûmuyum
Avuçlayıp öpüyorum kumları
Bir karadelikten bakarken hayat
Meydan okuyanlar kim bu serâba
Söyle bana hindiba
Sen nasıl bu kadar ceylan koşması
Sen nasıl bu kadar yollar aşması
Sen nasıl bu kadar güneşe meftun
Sen nasıl bu kadar sahra çeşmesi
Ben rüzgâr değilim, dokunmam çiçeklere
Ben kara parmaklı insan değilim
Kirpik uçlarımdan kayar yıldızlar
Bilemezsin, hayal akşamlarında
Renklerini kuşatan
Damıtılmış gözyaşıdır ömrümün
Ben boşluğa üfleyen cellat değilim
Karayele verdim ayaklarımı
Söyle bana, eceli kim tutar perçeminden
Hangi ölü bilmez nereye gittiğini
Sen miydin o mehpâre, o memnû, o dilruba
Söyle bana hindiba
Sen nasıl bu kadar bulut gülmesi
Sen nasıl bu kadar bıldırcın sesi
Sen nasıl bu kadar pencere önü
Sen nasıl bu kadar gök gürlemesi
Ben kaptan değilim, anlamam gemileri
Gizli bir ummanın gelgitlerinden
İniltiler vurur sahillerime
Deniz feneri değilim
Önce yürü bu vefasız ülkeden
Sonra uzan bir tenhaya, sessiz ol
Gelip geçsin üzerinden turnalar
Düşün, sesler neden bulur sesleri
Kelâm kimin damarlarında kandır
Harflerini senden alan merhaba
Hangi demin âteşidir içimde
Söyle bana hindiba
Sen nasıl bu kadar gönül hanesi
Sen nasıl bu kadar yâr divanesi
Sen nasıl bu kadar çerağı ömür
Sen nasıl bu kadar inci tanesi
Ben korku değilim kapı aralarında
Pencerenin infilâkı değilim
Gölgeleri yüzlerinden tanırım
Bir resim bir ressamı ağlatır bir yerlerde
Bir eşya bir hamalı
Ben hâlâ öğütülen anılarıma değil
Değirmene inanırım
Bu derin aldanış kimden kalmadır
Bu uzaklık, bu diba
Söyle bana hindiba
Sen nasıl bu kadar kelâmın hası
Sen nasıl bu kadar şiir bohçası
Sen nasıl bu kadar esrarlı bir mum
Sen nasıl bu kadar rüya bahçesi
Ben bir kervan muamması değilim
Çekinmem yolların kıvrımlarından
Ellerim ışıldar alacakaranlıkta
Saklambaçlar ortasındadır evim
Kışın kartopudur adını anmak
Döner döner yüreğimde, dağ olur
Yazın güneş yanığıdır düşlerim
Sonbahar ruhumu bekleyen oba
Söyle bana hindiba
Sen nasıl bu kadar sevda hecesi
Sen nasıl bu kadar hayal incesi
Sen nasıl bu kadar mutluluk çağı
Sen nasıl bu kadar tarih öncesi
Nurullah Genç
Söyle Bana Hindiba Şiiri İncelemesi
Söyle Bana Hindiba şiiri , derin duyguları ve içsel düşünceleri yansıtan güçlü bir ifadeyle kaleme alınmıştır. Şiirde, doğa, insan ve varoluşun derinliklerine dair imgeler ve semboller yoğun bir şekilde kullanılmıştır. Şair, her dizede okuyucuyu düşünsel bir yolculuğa çıkarırken, aynı zamanda duygu yüklü bir atmosfer yaratmayı başarmıştır.
Şiirde kullanılan dil, yoğun imgelerle ve özenle seçilmiş kelimelerle doludur. Her dize, derin anlamlarla yüklüdür ve okuyucunun duygusal bir bağ kurmasını sağlar. Şair, doğanın güzelliklerini, insanın iç dünyasını ve varoluşsal sorgulamaları ustalıkla işler.
Doğa imgeleri, insan duygularını ve düşüncelerini yansıtmak için etkili bir şekilde kullanılmıştır. Şiirdeki manzara betimlemeleri ve doğanın döngüsü, insanın yaşamındaki değişimleri ve geçişleri simgeler. Bu sayede, okuyucuyla derin bir bağ kurulur ve evrensel insan deneyimine odaklanılır.
Şiirin yapısı ve ritmi, içeriğiyle uyumlu bir şekilde akar. Dizedeki uyum ve ritmik düzen, okuyucunun şiire olan bağlılığını güçlendirir ve etkileyici bir okuma deneyimi sunar. Şair, dilin gücünü kullanarak, okuyucunun duygusal ve zihinsel olarak etkilenmesini sağlar.
Şiirdeki temalar, geniş bir yelpazede ele alınır. İnsanın varoluşsal durumu, doğanın güzellikleri, yaşamın anlamı ve insanın iç dünyasındaki çatışmalar gibi temalar, derinlikli bir şekilde işlenir. Bu sayede, okuyucu derin düşüncelere dalar ve kendi yaşamıyla ilişkilendirme yapar.
Sonuç olarak, bu başlıksız şiir, derinlikli içeriği, etkileyici dil kullanımı ve güçlü temalarıyla okuyucuya unutulmaz bir deneyim sunar. Şairin duygu ve düşüncelerini ustalıkla ifade ettiği bu eser, okuyucuyu derin bir düşünsel yolculuğa çıkarır ve etkileyici bir iz bırakır.