Onlarınki Bir Aşk Hikayesi; Milattan Önceye Uzanan Galata Kulesi ve Kız Kulesi Hikayesi
Galata Kulesi ve Kız Kulesi Hikayesi
İki yanda iki kule, biri aşık, biri daha da aşık. İki kıtanın buluştuğu noktada, uzun yıllar boyunca dimdik ayakta kalan Kız Kulesi, İstanbul Boğazı’nın tam ortasında yer alır. Tam 2500 yıllık bir tarihe sahip olan Kız Kulesi, Antik Çağ’dan Osmanlı dönemine kadar dünyanın en önemli zamanlarının en gerçek tanığı olarak karşımıza çıkar. Gizemli bir edaya sahip olan Kız Kulesi, uzun yıllar boyunca denizin ortasında kendi başına gözcülük görevini en iyi şekilde yerine getirmiştir.
Üsküdar’a Tatlı Tatlı Gülümser
Üsküdar’a tatlı tatlı gülümseyen Kız Kulesi, İstanbul’da gezilecek yerler denince akla ilk gelen yerlerden bir tanesidir. Küçücük bir adanın üzerine inşa edilen bu kule, insanı mest eden İstanbul fotoğraflarında her zaman kendisine bir yer bulmuştur. Kule, tahminlere göre Milat’tan Önce 410 yılında Atina’da komutan Alkibiades tarafından inşa edilmiştir. Vergi almak ve Boğaz’dan geçen gemileri kontrol etmek amacıyla inşa edilen kule, aynı zamanda Bizans döneminde savunma binası olarak kullanılmıştır. Osmanlı döneminde ise mehter takımının gösterileri için tercih edilen kulenin 2000 yılında turizme açıldığı bilinir.
Kız Kulesi ile Galata’nın Aşkı
Kız Kulesi’nin Galata Kulesi ile ilgili de bir hikayesi vardır. Efsaneye göre Kız Kulesi ile Galata Kulesi birbirine aşıktır. Araya İstanbul Boğazı girmektedir. İstanbul Boğazı, sevgililerin kavuşmasını engeller. Galata Kulesi, Kız Kulesi’ne duymuş olduğu aşkı yazılara döker. Yıllar boyunca aşkın mektuplara yazan Galata Kulesi, yaşamış olduğu bu hasreti kelimelerle ifade eder. Hazarfen Ahmet Çelebi, uçma hayalini gerçekleştirmek için Galata Kulesi‘nin üzerine çıkar. Çelebi’nin uçacağını duyan Galata Kulesi, Hazarfen Ahmet Çelebi’nin kulağına Kız Kulesi’ne olan aşkını fısıldayarak yazmış olduğu mektupları ona verir. Hazerfan, İstanbul’un üflediği rüzgârı arkasına alır ve Galata Kulesi‘nin yazmış olduğu mektupları Kız Kulesi’ne ulaştırır. Kız Kulesi, aşkının tek taraflı olmadığını öğrendiği için sevinçten havaya uçar. Çok uzun yıllar boyunca İstanbul’un en güzel manzarasını oluşturan Kız Kulesi ve Galata Kulesi’nin yıllar boyunca ayakta kalmasının en önemli nedeni; birbirlerine duyduğu derin duygulardır.
Bir Prensese Ev Sahipliği Yapan Kız Kulesi
Kız Kulesi ve Galata Kulesi ile ilgili birbirinden farklı efsaneler vardır. Bu efsanelerden biri de Kleopatra ile ilgilidir. Kehanete göre krala çok sevdiği kızının 18 yaşına geldiğinde bir yılan tarafından sokulup öldürüleceği rivayet edilir. Bunun üzerine kral, denizin ortasında bir kule yaptırarak kızını buraya yerleştirir. Ancak kuleye gönderilen bir üzüm sepetinin içinden çıkan bir yılan, kuleye sızarak prensesin ölümüne neden olur. Bunun üzerine kral, demirden bir tabut yaptırır ve Ayasofya’nın giriş kapısının üzerine yerleştirir. Rivayete göre yılan, öldükten sonra bile prensesi rahat bırakmaz. Tabutun üzerinde iki delik olduğu anlatılanlar arasındadır.
Nice Aşklara Ev Sahipliği Yapan Kız Kulesi
Bir başka hikayede ise Battal Gazi hikayesidir. Rivayete göre Battal Gazi, askerleri ile birlikte Kız Kulesi’ne baskın yapar. Kulede yaşayan Üsküdar tekfurunun kızını kaçırır. İstanbul’u kuşatmaya gelen Battal Gazi, kuşatmadan herhangi bir sonuç alınamayınca, yedi sene boyunca Kız Kulesi’nin önündeki kıyıya karargah kurar. Burada bu kadar uzun süre kalmasının asıl nedeni ise tekfurun kızına duyduğu aşktır. Battal Gazi’nin korkusuyla yaşayan tekfur, kızını da hazineler ile birlikte kuleye kapatır. Günümüzde “Atı alan Üsküdar’ı geçti.” ifadesi, bu hikayeden gelmedir.
Zaman Farklı, Aşkların Mekanı Aynı
Günümüzde ziyarete açılan Kız Kulesi, 09.00 ila 19.00 saatleri arasında yılın her günü restoran ve müze olarak hizmet veriyor. Binlerce yıldır o yollardan kimlerin geçtiği, o duvarları kimlerin dokunduğu net olarak bilinmese de Kız Kulesi’ni ziyaret ettiğinizde tarihin içinden geçeceğinize emin olabilirsiniz.