Abdurrahim Karakoç Mihriban Şiiri Hikayesi
Duyanların içini titreten, şarkılara da konu olan Mihriban şiiri, edebiyatımızın destansı şiirlerinden bir tanesidir. Bugüne kadar onlarca sanatçı tarafından seslendirilen Mihriban şiiri Abdurrahim Karakoç’un kaleminden çıkmış bir eserdir. Tüm Türkiye tarafından Musa Eroğlu’nun sesi ile bilinen bu şiir, Abdurrahim Karakoç’un kavuşamadığı aşkı için yazmış olduğu bir şiirdir. Bir yürek yangınının eseri olan Mihriban şiiri 1960 yılında yazılmıştır.
Mihriban ile Karakoç’un Tanışması
Abdurrahim Karakoç’un içini titreten bu aşk hikayesi bir köy düğününde başlamıştır. Karakoç’un köyüne düğün için gelen misafirlerin arasında bulunan Mihriban, güzelliği ile ilk bakışta dikkatleri üzerine çekmektedir. Mihriban’ı görür görmez onunla tanışmak isteyen Karakoç, isteğini hayata geçirir ve Mihriban ile tanışır. Güler yüzlü, merhametli ve şefkatli anlamına gelen Mihriban kelimesi, Abdurrahim Karakoç’un sevdiği kıza yakıştırdığı en doğru kelimedir. Kızın gerçek adı Şehriban’dır ancak Karakoç ona çok güzel anlamları olan Mihriban adını takmıştır.
Mihriban’ın Peşinden Maraş’a Yolculuk
Köye gelen misafirler kaldıkça Karakoç’un aşkı daha da büyümüştür. Günlerden bir gün komşusuna Mihriban’ı görme amacı ile giden Karakoç, Mihriban’ın ailesiyle birlikte memleketine döndüğünü öğrenir. Bugünden sonra Karakoç yemeden içmeden kesilir. Karakoç’un anne ve babası, oğullarının günden güne eridiğini gördükten sonra Mihriban’ı bulmak için Maraş‘a giderler. Aile Mihriban’ı bulur ancak Mihriban’ın ailesi kızlarını vermez. Mihriban’ın ailesi, önce kızın yaşının küçük olduğunu öne sürer ancak Karakoç’un ailesinin ısrarlı tavırları sonrasında Mihriban’ın yakında evleneceğini ve nişanlı olduğunu belirtirler.
Mihriban’dan Tek Bir Mektup…
Abdurrahim Karakoç, ailesi memlekete döndükten sonra Mihriban’ın evleneceğini duyar ve bu konuyu kapatır. Tüm ailenin de bir daha bu konuyla ilgili konuşmaması gerektiğini söyler. Abdurrahim Karakoç her ne kadar Mihriban’ın adını bir daha anmasa da yıllar sonra aşkı şiir olarak dizelere dökülür. Şiirin türkü olması ile bu türkü Mihriban’ın kulağına gider. Mihriban mektubunda sadece “Unutmak kolay değil…” yazar. Bu mektubu alan Abdurrahim Karakoç, alevli aşkının üzerinden yıllar geçtikten sonra tekrar bir şiir kaleme alır. “Bazen aklıma düşüyor, ben unutursun diyorum ancak insan unutamıyor… Bir mektup aldım; başlıkta ise unutmak kolay mı yazıyor.”
İşte Abdurrahim Karakoç’a bu dizeleri yazdıran Mihriban şiirinin tamamı…
Mihriban Şiiri
“Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban!
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban!Yâr deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lâmbamda titreyen alev üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban!Önce naz sonra söz ve sonra hile
Sevilen seveni düşürür dile
Seneler asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban!Tabiplerde ilaç yoktur yarama
Aşk değince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban!Boşa bağlanmamış bülbül gülüne
Kar koysan köz olur aşkın külüne
Şaştım kara bahtın tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban!Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi, gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı
Çözemedim çözülmüyor Mihriban!”
Abdurrahim Karakoç Hakkında
Kardeşleri, babası ve dedesi şair olan Abdurrahim Karakoç, 7 Nisan 1932 yılında Kahramanmaraş’ta dünyaya gelmiştir. Türk gazeteci ve şair olarak görev alan Karakoç, ilk yazdığı şiirlerini yakmıştır. İki kitap olacak hacimdeki şiirlerini yakan Karakoç 1958 yılından itibaren yazmış olduğu eserlerini ise 1964 yılında Hasan’a Mektuplar adı altında yayınlanmıştır. 1985 yılında gazeteciliğe adım atan Karakoç, Büyük Birlik Partisinin kuruluşunda yer alan isimler arasındadır.
2012 yılında ciğerlerinde meydana gelen enfeksiyon sebebiyle Konya’da tedavi gören Karakoç, 7 Haziran 2012 tarihinde hayata gözlerini yumuştur. Ardından Anadolu’da Bahar, Yağmur Yerden Yağar, Parmak İzi, Gerdanlık, Gök Çekimi, Yasaklı Rüyalar, Dosta Doğru, Akıl Karaya Vurdu, Beşinci Mevsim, Suları Islatamadım, Kan Yazısı, Vur Emri, Eli Kulakta, Hasan’a Mektuplar ve Mihriban adında şiirler bırakmıştır. Bir adet deneme yazısı da bulunan Karakoç’un Düşünce Yazıları adındaki denemesi 1990 yılında yayına alınmıştır.