Fareler Ve İnsanlar – Hayallerini Gerçekleştiremeyenlerin Kitabı
Fareler ve İnsanlar Özet
Farkındayım, çok depresif bir başlık oldu. Fakat John Steinbeck’in Fareler ve İnsanlar eserini Burns’un bir şiirinde yer alan
“insanlarla fareler hiçbir zaman hayallerini gerçekleştiremezler”
sözlerinden esinlenerek yazdığını öğrenince bu içeriğe başka bir başlık düşünemezdim. Kalbime dokunan, acaba yazar haklı mı dedirten bir kitaptı. Peki Fareler ve İnsanlar ne mi anlatıyor? Gelin birlikte öğrenelim.
Fareler ve İnsanların Konusu Nedir?
Yazarın ilk defa 1937’de yayınlanan bu eserinde, çiftlik işçisi olan Goerge ve Lennie’nin kendi çiftliklerini kurma hayali ile bir işten başka işe koşarak para biriktirmeye çalışmalarına eşlik ediyorsunuz. George, zeki, uyanık bir adamdır. Lennie ise akli dengesi bozuk, iri ve kuvvetlidir. George ve Lennie çiftlik kurup bu çiflikte kimsenin emri altında çalışmadan, canlarının istediği gibi yaşamak istemektedirler. Lennie’nin tek hayali ise bu çiftlikte tavşanlara bakmaktır. Çünkü Lennie’nin yumuşak dokulu şeylere takıntısı vardır. Onları okşamayı çok sever. Bu sebeptendir ki başları birkaç kez belaya girmiştir. Yine başlarının belaya girdiği bir gün kaçarak başka bir çiftliğe çalışmaya gitmişlerdir. Burada sadece 1 ay çalışıp para biriktirerek, hayallerindeki çiftliği satın alacaklardır. Çiftlikte işe başlamadan önce George Lennie’yi hiç kimse ile konuşmaması için uyarır. Eğer birileri ile konuşup başını belaya sokacak olursa, çiftliklerinde tavşanlara bakmasına izin vermeyeceğini söyleyerek korkutur. Bir gün burada başını belaya sokacak olursa, çiftliğin uzağında bulunan belirledikleri bir alanda saklanmasını da tembihler.
Çiftliğe vardıklarında, burada başka bir çok çalışan ile aralarında diyaloglar geçer. Hiç kimse George ve Lennie’nin birlikte çiftlik kuracaklarına inanmaz. Çünkü hayatlarında hiç çiftlikte amelelelik yapıpta çiftlik sahibi olan görmemişlerdir. Fakat George ve Lennie’nin hayalleri kulağa o kadar hoş o kadar tatlı geliyordur ki çiftlikte çalışan yaşlı bir çalışan olan Candy onu da aralarına almalarını ister. Artık George ve Lennie’nin ortak bir hayal arkadaşları ve hayalleri gerçekleşirse bir çiftlik arkadaşları vardır.
Fakat bir sorun vardır; Çiftlik sahibinin oğlu Curley ve onun karısı. Curley asi, kavga etmeyi seven bir insandır. Curley’nin karısı ise kocasını sevmeyen, gözü yükseklerde olan bir kadındır. Bir gün Lennie çiftlikte bulunan köpek yavrularını severken, yavru köpeği öldürür. Bu aslında öldürdüğü ilk canlı değildir. Daha önce bir çok kez fareleri okşarken öldürmüştür. Fakat bu köpeği öldürdüğünde durum farklıdır. Artık onların bir çiftliği olacaktır ve George eğer başını belaya sokarsa ona çiftlikteki tavşanları besleme görevi vermeyecektir. Akli dengeden yoksun olan Lennie çok korkar ve samanların altına yavru köpeği saklar. Bu sırada Curley’nin karısı içeri girer ve Lennie’yi tanımak için sohbet etmeye başlar. Lennie’nin yumuşak dokulu şeyleri okşama takıntısını öğrenen Curley’nin karısı, kendisinin saçlarını okşayabileceğini söyler. Lennie kadının saçlarını okşamaya başlar. Kadın artık saçlarını bırakmasını söyler fakat Lennie kendini durduramaz. Kadın bağırmaya başlayınca Lennie korkudan kadının ağzını kapatır ve Curley’nin karısı orada ölüverir. Lennie korkarak, daha önceden George ile saklanması için sözleştikleri yere kaçar. Bu sırada Curley’nin cesedi bulunur ve çiftlikteki herkes silahlanarak Lennie’nin peşine düşer.
George ise direkt Lennie ile anlaştıkları yere gider ve birlikte hayallerini düşünürler. Ve George Lennie’yi orada başından silahla öldürür. Diğerleri Lennie’nin ölüsü ile karşılaşır.
George için ölen sadece Lennie değildir. Hayalleri de ölmüştür Lennie ile birlikte.
Kitapta En Sevdiğim Bölüm:
‘’Küçük bir evimiz, kendimize göre birer odamız olur. Ufacık demir döküm soba. Kış boyu söndürmeyiz. Toprak bizi yoracak kadar büyük olmadığından günde belki altı yedi saat çalışırız. Öyle günde on bir saat arpa çekmek yok. Ekini biz ekecek, hasadımızı yine biz toplayacağız. Ne çıkacağını bileceğiz topraktan.
Ya tavşanlar. Onlara ben bakacağım. Nasıl besleyeceğim onları anlatsana George’’
